Selam Marslı, biz dost falan değiliz!
Artık evrende yalnız olmadığımızı biliyoruz. Evrende küçücük bir nokta içinde yaşamaya çalışıyoruz. Daha başka gezegenler varsa, neden Dünya tek seçeneğimiz olsun? Belki de kendimize yaşayacak başka bir gezegen daha bulma vakti geldi!
2024 yılı için öngörülen öyle bir plan var ki ondan konuşalım. ABD’de uzay araştırmalarını yürüten SpaceX diye bir şirket var. 27 Eylül 2016’da düzenlenen Uluslararası Uzay Bilimi konferansında SpaceX şirketinin kurucusu Elon Musk, 2024 yılında Mars’a insan taşıyan ilk uzay aracının yola çıkacağını duyurdu. Yani, Mars’ın insanlaşma süreci başlamak üzere. Ve öngörülen tarih de bundan 8 sene sonrası. Kulağa çok garip geliyor değil mi?
Tabii akla gelen ilk soru neden bu talihli(!) Mars da başka bir gezegen değil. Canlıların yaşamını sürdürebilmesi için gerekli olan en önemli şey suyun varlığı. Mars üzerinde katı durumda su olduğu biliniyor. Ayrıca, burada Dünya üzerinde olduğu gibi ılıman bir iklim olduğu düşünülüyor. Güneş’e olan yakınlığı sayesinde ise bu gezegen üzerinde enerji üretimi de mümkün. Enerji üretimi için, güneş panelleri kullanımı bir seçenek. Tüm bu koşullar ve çok daha fazlası, Mars’ı yaşamaya elverişli bir gezegen haline getiriyor. Kısacası Mars, Dünya’ya benzer bir yapıya sahip. Tüm bu bilgiler kurgu değil. NASA, uzun senelerdir çeşitli araçlar vasıtasıyla Mars üzerindeki kaya örneklerini inceliyor. Hatta daha ilginç bilgiler de ortaya çıkıyor. Mesela, Dünya üzerinde henüz oksijene rastlanmamışken, 4 milyar yıl önce Mars atmosferinde oksijen varmış. Oksijen demek, hayata elverişli bir ortam demek. Bazı teorilere göre, hayat Mars üzerinde başlamış olabilirmiş. Yani Mars’tan Dünya’ya gelen göktaşı parçaları sayesinde, Dünya yoktan var olmuş denebilir.
Yolculuk vakti kaptan! Mars’a gitmek öyle düşündüğünüz kadar kolay değil. Öncelikle yolculuk 80 gün sürecekmiş. Başlangıçta, maliyet 10 milyar dolarcık kadar. Tabii zamanla yolculuk sırası da kısalacak, bilet fiyatları da düşecek. Biletler kapış kapış gidecek elbet, pek de pahalı değil alt tarafı 200 bin dolara kadar düşecek! 100 yıl içerisinde ise, orada yaşayacak insan sayısının 1 milyon civarında olacağı tahmin ediliyor. Maliyeti bu seviyelere düşürmek pek de kolay değilmiş. Elon Musk, çözülmesi gereken problemleri bir bir ele alıyor. Mesela bunlardan en önemlisi, uzay aracının tekrar tekrar kullanılabilmesini sağlamak. Araç tek kullanımlık olduğu zaman tabii maliyet de çok yüksek oluyor. Mars üzerinde yakıt üretebilmek ikinci önemli unsur. Dünya’dan, dönüş için de yakıt taşıyor olmak maliyeti arttırıyormuş maalesef. Üçüncü unsur, uzay aracının tüketeceği yakıt tipi. Mars üzerinde üretilebilen ve maliyeti az olan yakıtların kullanımı gündemde. Ve daha birçok düşünülen ve düşünülmeyen unsur…
Peki kahramanlarımızı 80 gün boyunca ne bekliyor? Bu sorunun cevabı yok. O ilk uzay aracına binen insanların başına neler gelecek kimse kestiremiyor. Bu bir ölüm yolculuğu da olabilir, bu yüzden ölmeye hazır olan kişilerin bu yolculuğa aday olabileceğinin altı çiziliyor. Başlarda çocukların gitmesine de izin verilmeyecekmiş. Böyle bir heyecana insan nasıl hazır olabilir ki? Önce insan neden hayatını riske atsın ki diyorum. Düşününce hayatımız aslında her gün risk altında. Her gün ölüm yaşam çizgisi üzerinde ileri geri hareket ediyoruz. Bu yüzden, ölüme hazırsan gel demek belki de çok absürd değildir… Elon Musk, Mars’a ilk gidenlerden olmayacağım demiş. Malum aksilikler olursa, çözmek üzere kendisi burada yer almalıymış. Yani Elon diyor ki, uzay aracını yaparım, istersen bin git ama ölürsen de sorumlusu sensin.
İnsanlık çok gezegenli bir hale gelmeli mi? Bence gelmesin. Bunca kötülüğün yaşandığı Dünya yok olup gitsin. Milyarlarca yıl sonra, başka canlılar da hayatın izlerini farklı gezegenlerde aramaya başlarlar. Aman bizimkinden uzak dursunlar, biz dost falan değiliz…
Kasım 2016 Paros Dergisi’nde yayımlanan yazım.