İş, ekşi maya ve sosyal hayat

Haziran ayı yaz ayı.. Sıcacık güneş içimizi ısıtacak, ve zor günleri geride bırakmamıza yardımcı olacak. Havanın güzel olması insana gerçekten iyi gelen bir şey, umarım güneş Edinburgh’a da uğrar. Burada günler müthiş uzun, şu sıralar havanın komple kararması akşam 10’u buluyor, şikayetçi değilim.
İnsanların negatif şeylere odaklanması çok basit, bu öyle bir şey ki sadece sizi değil çevrenizdeki herkesi de aşağı çeken bir şey. Bunun sebebi biraz da güzel şeyleri yeterince paylaşmıyor olmamızdan kaynaklı… Her şey mi kötü şu an, bence değil; azıcık da güzel ve komik şeyleri öne çıkaralım.
İş
Yeni işimde malum henüz çok zaman geçirmedim ama yaklaşık yedi ayı devirmek üzereyim. Durum böyle olunca öğrenmem gereken çok şey var, ve tanışmam gereken çok da insan. Uzaktan çalışma sürecine devam ederken tüm işleri internet üzerinden sürdürüyoruz. Bazen sormam gereken ufak tefek şeyler olunca, birilerine danışmam gerekiyor. Bu süreçte bazı iş arkadaşlarımla daha çok konuşmaya başladım, ve sadece iş konularını değil hayatımızda olup bitenleri de paylaşmaya başladık aslında. Belki de yıllar sürecek yeni arkadaşlıkların ilk adımlarını atıyoruz, ama ne yalan söyleyeyim pandemi sürecinde olmasaydık bu ilişkiler hayatımızda bu derinlikte yer almayacaktı. Öte yandan haftada birkaç gün üniversitede çalışan farklı insanlardan e-postalar ya da mesajlar geliyor. Kimisi kahve alırken karşılaşıp konuşmayı özledim derken hal hatır soruyor, kimisi ile de uzaktan da olsa parkta buluşma planları yapıyoruz. İnsanlar birbirini önemsiyor, ve bu gerçekten güzel bir şey.
Ekşi maya
Şaka şaka tarif vermeyeceğim. Ekşi mayalı tarifler konusu beni çok güldüren bir konu. Özellikle mayalara isim verme sürecini veya mayaları besleme sürecini paylaşanları dinlerken çok eğleniyorum. Bir iş arkadaşım mutfakta harikalar yaratıyor, neyse ki görsellere bakıyorum yoksa aynaya bakmaktan korkar hale gelebilirim! Ben de boş durmuyorum, basit ekmekler yapmayı deniyorum, bu konuda biraz mamamla yarışıyoruz. Pişirdiklerimizi paylaşmak günlük rutinimizin bir parçası artık. Neyse ki un ve maya bulmak çok kolay değil… Ben en çok poğaça yapmaya sardım, takipçi kitlem poğaçaları çok sevdi, bana da poğaça yapmak ve onları yemek düşüyor. Kitleleri memnun etmek önemli…
Sosyal hayat
Henüz çılgın bir hobiye sarmadım, müzik dinlemek, bir şeyler izlemek ve insanlarla konuşmak dışında pek bir şey yapmıyorum. Başkalarının bir hobisi varsa sizle bir şeyler paylaşıyorlar kimi zaman, siz de uzaktan destek veriyorsunuz mesela. Geçenlerde bir arkadaşım evine tablo asmaya çalışıyordu, düz oldu mu yamuk mu oldu konusunu video araması üzerinden tartıştık; bence çok komik bir hikayeydi. Bir noktada “bende astigmat var bir gözlük takıp baksam iyi olacak” dediğimi hatırlıyorum. Başka bir gün arkadaşım yemek yaparken telefonu tezgahın üzerine koydu, bir taraftan yemek pişirirken bir taraftan da benle sohbet etti. İnsanların evine misafir olma fikri mahremiyet çalışan biri için ironik gerçekten… Öte yandan büyük iş toplantılarını veya çevrimiçi konuşmaları dinlemek de komik bir hal aldı. Mesela arka planda bir sohbet başlıyor ya konuşmayı tartışmaya başlıyoruz, bazen kimin evinde ne var onu çekiştiriyoruz; böyle güçlerimiz daha önce yoktu takdir edersiniz ki…
Yaz ayı hepimizin yüzünü güldürecek umarım, seyahat edebilir miyim bilemem ama güzel havaların tadını çıkarın. Pozitif kalmaya devam! 🙂
Haziran 2020 Paros Dergisi’nde yayımlanacak yazım.