Biraz iş, biraz gezmece, biraz müzik

Aralık ayı gelmiş bile, gerçekten inanamıyorum. Bu sene o kadar hızlı geçti ki. İş bulma koşuşturmacası içerisinde hele, hiçbir şey anlamadım… Bu ay biraz ortaya karışık bir yazı yazayım istedim. Başlıktan da anlaşılacağı üzere biraz iş, biraz gezmece, biraz da müzikten bahsedeceğim.
Biraz iş
Yeni bir ortama girdiği zaman insan, alışmak zaman alıyor. Düzeni oturtmak, işlerin ucundan tutmaya çalışmak derken, şöyle odaklanıp bir şey yapmak gerçekten çok zor. Bunun farkında olunca insan, ister istemez biraz strese de giriyor; geride kalmak istemiyor. Benim derdim yayın yapabilmek, konferanslara katılabilmek, ortamdan kopmamak. İlk iş hedef konferansları belirlemek oluyor. Bu sene biraz sevimsiz çünkü üç-dört tane önemli yapay zeka konferansı var; ve iki tanesi çok uzaklarda. Bir tanesi Japonya’da, diğeri ise Yeni Zelanda’da. Mecbur Avrupa seçeneklerine odaklandım, ama bu konuda benim gibi düşünen çok var; yani rekabet çok olacak 🙂 Geçen yazımda nefes alırım demiştim ya, nefes almadım… Elimde bir makale vardı, onu sıraya sokup bir konferansa göndermeye karar verdim. Son haftadır her günüm bu makale ile geçti, bakalım sonuç ne olacak… Diğer taraftan bu ay farklı araştırma gruplarında sunum yapıp kendimi tanıttım, birçok insanla tanıştım. Potansiyel yüksek lisans öğrencilerine bölüm tanıtımı yapıldı, orada da görev aldım. Hatta eski çalıştığım üniversitedeki öğrencilerden birini karşımda buldum, çok komikti. Sohbetler sırasında ben de çaktırmadan sistem hakkında bir sürü şey öğrendim. Fark ettiğim insan başkalarıyla etkileşirken, alakalı alakasız çok şey öğreniyor. Bu da benden size tavsiye, kimi görürseniz konuşun 🙂
Biraz gezmece
Daha az yoğun bir ay geçirdim nispeten. Buraya gelmeden beş sene önce bir konferansta tanıştığım bir arkadaşım vardı. Gelir gelmez yine kaynaştık, sağolsun beni yalnız bırakmıyor. Hele bir de arabalı arkadaşınız oldu mu tadından yenmiyor. North Berwick diye bir bölgeye gittik, çok uzak değil Edinburgh’tan 30-35 dakika mesafede bir yer. Çok sakin, doğası muazzam bir yer. Dalgaların sesine kavuşmak müthiş oldu. Hani filmlerde olur ya deniz kenarındasındır, kumsaldır, herkes kalın kalın giymiştir, ve bir taraftan köpekler orda burda koşturur; tam öyle bir sahnedeydik. Uzun uzun yürüdük, şehir merkezinden uzak sakinliğin tadını çıkardık. İskoçya’da gidilecek o kadar çok yer var ki, gayet heyecanlıyım henüz görmediklerimi düşününce…
Biraz müzik
Çoğunuz gibi ben de sosyal medyada vakit geçirmeyi seviyorum. En çok Twitter’a bakıyorum, Türkiye haberlerini de oradan takip ediyorum çoğu zaman. Twitter’ın güzel yanı, hiç tanımadığınız insanlarla aranızda bir bağ oluşuyor. Onlar sizi tanıyor siz onları, ara ara etkileşerek zaman geçiyor 🙂 Geçenlerde bir arkadaşım (@bilimhatunu) bir albüm önermiş, merak ettim dinlemeye koyuldum hemen. Birkaç parça deldi geçti beni albümden. Ben de istedim ki siz de bu albümü bilin, ve yeni yılda bol bol dinleyin. İbrahim Maalouf’tan S3NS albümün adı. Çok farklı çok tatlı bir albüm. Makalemi yazmak bu albüm sayesinde daha keyifli oldu açıkçası, siz de hatırım için bir şans verirsiniz bence.
Yeni yıl, yeni yıl.. Bu sene heyecanlıyım çünkü yılbaşı ve Noel zamanı Türkiye’de olacağım. Ay tombala oynamayı bile özledim 🙂 Gönlünüzden geçenler yeni yılda gerçekleşsin, 2020’de görüşmek üzere!
Aralık 2019 Paros Dergisi’nde yayımlanan yazım.