Teknolojiyi giyinmeye hazır mıyız?
Teknolojik gelişmelere bakacak olursak, son yıllarda çılgına dönmüş durumdayız. Tüketim toplumu olduğumuz doğru, en çok da teknolojiyi tüketiyoruz hatta. Teknolojik ürünler, statü gözetmeksizin herkesin hayali. Sokakta yanınızdan geçen insanların ellerindeki telefonlara bakın mesela, akıllı telefon kullanmayanları az görür olduk. Artık akıllı telefon demek de doğru değil, bu cihazlar birer avuç içi bilgisayar. Bilgisayarların geçmişine bakacak olursak, oda boyutlarındaki bilgisayarlardan avucumuza sığan bilgisayarlara geçtik. Bilgisayarların evrimi devam ediyor, bu sefer de giyilebilir teknoloji (GT) ürünleri bizi tavlamaya hazırlanıyor.
“Aman ne var ki bunda, biz zaten teknolojik ürünleri giymeye başlamıştık, işte kolumda dijital saatim, kafamda havalı kulaklıklarım.”, dediğinizi duyar gibiyim. GT ürünleri dediğimiz zaman durum biraz daha farklı. Bu ürünlerde akıllı sensörler yer alıyor ve GT ürünlerinin amacı sizin hayat kalitenizi arttırmak. Mesela aktif bir hayatınız olsun istiyorsunuz ve günlük aktivitelerinizi takip edebilmek istiyorsunuz. Veya akıllı telefonla yaptığınız bazı işlemleri, telefonunuzu çıkartmadan halletmek istiyorsunuz. Kısaca kendinizle ilgili hedefleriniz var ve GT ürünleri bu hedeflere ulaşmanız üzere programlanmış kişiye özel akıllı asistanlar. Bu tür asistanlara sahip olmak için, akıllı telefonlara sahip olmak şart. Çünkü GT ürünleri, Bluetooth gibi teknolojileri kullanarak akıllı telefonlarınızla entegre çalışıyor. Akıllı telefonlar üzerinde yüklenen uygulamalar sayesinde de, hedeflerinize yaklaşırken gelişiminizi de gözlemliyorsunuz.
GT ürünlerinin işlevi önemli olduğu kadar, görünümleri de bir o kadar önemli. Üzerinizde taşıyacağınız şey ne de olsa sizin bir parçanız gibi olmalı, gözü rahatsız etmemeli. GT ürünlerini nasıl giymek mümkün? Genelde bileklikler şeklinde olurken, kıyafetler üzerine tutturulabilen aksesuarlar, saatler, yüzükler, kolyeler, tişörtler, taytlar ve aklınıza gelebilecek her şekilde tasarlanmış modelleri de mevcut.
En popüler GT ürünleri akıllı saatler, bunların saat olmasına bakmayın, akıllı bir telefonun önemli işlevlerini yerine getirebiliyorlar. Mesaj okumak, gelen e-postaları okumak/cevaplamak, çağrıları yönetmek, fotoğraf çekmek gibi işlevleri bileğinizdeki akıllı saat vasıtasıyla halledebilirsiniz. Şahsen küçük ekranda bu tür şeyler yapmak hiç bana göre değil, çok lazımsa çıkarır telefonumu yaparım diye düşünen bir insanım. Diğer bir popüler kategori, aktivite takip bileklikleri. İsminden de anlaşılacağı üzere, günlük aktivitelerinizi kayıt altına alan bu bileklikler sayesinde hayat kalitenizi arttırmak mümkün. Örneğin, günde kaç adım attığınız veya ne kadar süre koştuğunuz bilgisine ulaşabilirsiniz. Uyku takip sistemi sayesinde, ne kadar süre sağlıklı bir şekilde uyuduğunuzu da görebilirsiniz. Hatta bazı bileklikler, kalp ritmini de gözlemleyerek kaç kalori harcadığınızı net bir şekilde söyleyebiliyor. Aktivite takip bilekliklerinden beklentiniz arttıkça, fiyatı da artıyor maalesef. GT ürünleri şimdiye kadar anlattığım haliyle keyfi ürünler olarak gözükse de, medikal alanda da sıkça kullanılıyor. Ameliyat yolu ile deri altına yerleştirilen cihazlar sayesinde, kişinin sağlık problemlerinin giderilmesi hedefleniyor. Leicester’da yer alan Montfor Üniversitesi’nde, Prof. Joan Taylar ve ekibi tarafından, insülin implantları üzerinde çalışılıyor. İnsülin implantı sayesinde, kan şekeri seviyesi otomatik olarak kontrol altına alınabilecek. Önümüzdeki 10 sene içerisinde de, diyabet hastaları bu tür cihazları kullanabilir hale gelecek. Kulağa güzel gelse de, diyabet hastaları için bu bakış açısı korkutucu da olabilir. Düşünürseniz yabancı bir cisim vücut içine yerleştiriliyor ve kritik bir görevi yerine getiriyor.
GT ürünleri, bize yardımcı olmak üzere tasarlanıyor. Bir nevi insanlar da, bu cihazlara bağımlı yaşar hale geliyorlar. İnsanlar her şeyden sıkıldığı gibi, bu tür ürünlerden de sıkılacaktır. Sorun değil, yeni bir teknoloji bizi o zamana kadar tavlamış olur bile 🙂
Şubat 2016 Paros Dergisi’nde yayımlanan yazım.