“Dünya küçük” diyorsak, bir bildiğimiz var!
Bazen bir mekana gidersiniz, farklı ortamlardan tanıdığınız kişileri bir arada görürsünüz. Önce şaşırırsınız ve “Dünya küçük!” der geçersiniz. Bir arkadaş ortamında, yeni tanıştığınız insanlarla ortak arkadaş bulma çabası kaçınılmazdır. Ve bulduğunuz an, “Bingo! Dünya küçük!”. Çevrimiçi Sosyal Ağların hayatımıza girmesiyle, bu cümleyi daha sık söyler hale geldik. Karşınıza bir resim çıkar, iş arkadaşınız ilkokul arkadaşınızla evlenmiş mesela. Peki Dünya gerçekten düşündüğümüz gibi küçük mü?
1960’lı yıllarda sosyal ağlarda insanların birbirlerinden ne kadar uzakta olduğu sosyologlar tarafından irdelenmeye başlanmış. Özellikle Stanley Milgram, 1967 yılında yaptığı “Küçük Dünya” deneyi ile adından çok söz ettirmiştir. “Altı adımlık mesafe (Six degrees of separation)” ifadesi de bu çalışmanın en büyük çıktısıdır. Bu ifade şunu der, dünya üzerindeki herhangi iki insan birbirinden en fazla altı insan uzaklığındadır. 60’lı yıllarda bu tür bir deney nasıl yürütülmüş olabilir dersiniz? Tabii ki uzun yollardan. “Küçük Dünya” deneyi şöyle işliyor:
- ABD’nin orta bölgelerinde yaşayan gönüllüler seçilir. Bu gönüllülerin posta yolu ile aldıkları bilgi paketlerini, Boston’da bilgileri verilen hedef kişiye göndermeleri istenir. Böylece ABD’de iki uzak nokta arasında bu deney gerçekleştirilir.
- Eğer gönüllü, hedef kişiyi tanıyor ise bilgi paketini direk ona gönderir. Aksi takdirde, gönüllü; hedef kişiyi tanıyacağını düşündüğü kişiye bilgi paketini göndermelidir. Gönüllü; bilgi paketinde yer alan kağıda ismini ekleyerek, paketi tanıdığı kişiye gönderir ve görevi devreder.
- Eğer paket Boston’daki hedef kişinin eline ulaşırsa, kaç insan vasıtasıyla bu görevin tamamlandığı araştırmacılar tarafından hesaplanacaktır.
O zamanın koşullarını düşünecek olursak, insan zinciri uzadıkça, bilgi paketlerinin kaybolma olasılığı da artmış. Bazen paketleri alan kişiler deneyle ilgilenmemiş ve o zincir orada sonlanmak durumunda kalmış. Gönderilen 296 paketten sadece 64 tanesi hedef kişiye ulaşmış. Bu deneyin sonucu olarak da, ABD’de yaşayan insanların birbirlerinden altı insan kadar uzakta olduğu ortaya atılmış. Deneyin zayıf olduğu noktalar var, ama bu detaylara hiç girmeyeceğim.
Çevrimiçi ağların yaygınlaşması ile birlikte, bilişim dünyası da “altı adımlık mesafe” deneyini irdelemeye başladı. Bu deneyi tekrarlamak, eski zamanlardaki kadar zor değil ne de olsa. 2011 yılında, Cornell Üniversitesi, Universita degli Studi di Milano ve Facebook araştırmacıları, yaptıkları bir çalışmada 721 milyon Facebook kullanıcısını incelemişler, ve adım mesafesini 3.74 olarak hesaplamışlar. Yani bu da, bir insanın diğer bir insandan dört insan uzaklıkta olduğu anlamına gelir. Facebook, bu deneyi Şubat 2016’da arkadaşlık günü anısına tekrar denemiş. Bu sefer, 1.59 milyar Facebook kullanıcısı incelenmiş ve ortalama adım sayısı 3.57 bulunmuş. Dünya üzerinde herhangi iki insan birbirinden ortalama 3.5 kişi kadar uzaklıkta. Kulağa ilginç geliyor 🙂
Seneler geçtikçe, kullanıcı sayısı arttıkça, insanlar birbirine daha da yaklaşıyor. Tanımadığınız bir kişiye, tanıdığınız kişilerin tanıdıkları üzerinden ulaşmak eskisi kadar zor değil!
Mart 2016 Paros Dergisi’nde yayımlanan yazım.