Doktora Sonrası Araştırma Süreci (3)

Bu konuda yazacağım üçüncü ve son yazıya geldik. İşler yeterince iyi gittiyse, artık ilanlar karşımızda ve bize de başvurmak kalıyor. Peki nasıl? Başvuru süreci de uzun soluklu bir süreç. Ve bu sürecin sonunda her türlü cevap çıkabilir. Dolayısıyla paralelde birçok başvuruyu aynı anda yapmak en doğru strateji. Bu yazının konusu benim, en doğru yol olduğunu iddia etmiyorum, ama fena da bir yol olmadığına inanıyorum 🙂
Ben doktora tezimi savunmadan 5-6 ay öncesinde bakınmaya başladım. Tez yazarken bir taraftan da bu süreci yönetmeniz gerekiyor, epeyce yoğun bir dönem diyebilirim. Ben kişisel e-postalar atarak birkaç hocaya postdoc arayıp aramadıklarını sormuştum, o dönem kimse arayışta değildi. O yüzden üye olduğum e-posta listeleri, iş arama motorları, üniversite web sayfaları gibi birçok kaynaktan araştırmalarıma başladım. Başvurduğum üniversiteler dört tane oldu, üçü İngiltere’deki X Y ve Z üniversitesi, biri de Hollanda’da T üniversitesi. Şu an çalıştığım üniversite dışındakileri açık etmeyeceğim 🙂 Ama hepsi de iyi üniversiteler… Ben sıralı başvurdum, dönem olarak öyle denk geldi.
İlk başvurum X üniversitesi için oldu, ve en kötüsü buydu diyebilirim. Akademik CV her başvuru için aynı onu klasik hazırlamak gerekiyor. İlan gereksinimlerine uygun neden kendimi uygun gördüğüme dair iki sayfalık bir metin hazırladım. Kısa bir süre sonrasında ön elemeyi geçtiğim, ve çevrimiçi sözlü mülakatlara alınacağım söylendi. İlk mülakat programlama mülakatıydı, ve senelerini araştırma yapmakla geçiren biri için bu tür bir mülakat biraz küfür gibi… Nispeten kolay bir mülakattı. Ertesi günü ise aralarında 10 kişiye yakın insanın olduğu bir mülakata alındım. Bu mülakat öncesi benden yaptıklarımla iligli sunum hazırlamam istenmişti. Skype üzerinden belirsiz bir kitleye sunum yapmak inanın çok garipti. Ardından soru cevap kısmında hoca ile birkaç konuşmamız oldu, ve ben o noktada zaten bu ekipte olmak istemediğimi anladım. Üniversite her ne kadar iyi olursa olsun X benim için bitmişti. Bir kere aradıkları kişi ile ilanda aradıkları kişi arasında hiçbir alaka yoktu. Ve o bir saat benim için geçmek bilmedi. 1-2 hafta sonrasında onlar da beni istemediler, ne çok üzüldüm bir bilseniz… İlk mülakatın sevimsiz geçmesi beni biraz gerdi, ve her mülakat böyle olacakmış moduna soktu. Size tavsiyem benim gibi düşünmeyin, her bir mülakat bir diğerinden çok çok farklı. Çünkü mülakat demek insan faktörü var demek, ve milyon insan tipi var…
Sonra Y üniversitesi için benzer bir başvuru yaptım. Verdikleri ilan beş senelik bir araştırmacı içindi ve deneyimli birini aradıkları barizdi. Ben biraz Türk kafasıyla aman başvurayım, ya tutarsa kafasında başvurumu yaptım. Kısa bir süre içinde reddimi de aldım, şaşırmadım tabii ki 🙂 Daha sonra Hollanda’da bir pozisyon denk geldi, ve T üniversitesine başvurdum. Buradaki en büyük problem süreç aşırı yavaş ilerledi. Beni beğendiklerini söylediler, sözlü mülakata alındım. Bana birkaç makale gönderdiler, ve onları tartışacağımızı söylediler. Ekip aşırı pozitifti ve her şey gayet iyi ilerledi. Benden 2-3 ay sonrasında Hollanda’da onları ziyaret etmemi, bir mülakat da orda yapmak istediklerini söylediler. Bunda bir problem yok, ama olup olmayacağının garantisi hala yoktu… Bu mülakat sonrasında, Z üniversitesi ilanı karşıma çıktı. Gruptaki hocalardan birinden de seneler önce yaz okulunda bir ders almıştım. Bu ilana başvurdum, kısa bir süre sonra Skype üzerinden mülakat yaptık. Ben İngiltere mülakatları korkunç oluyor önyargısını burada kırdım, her şey aşırı olumlu geçti. Çok bekletmeden bir hafta sonrasında da tamam dediler, ama resmi teklifin bana ulaşmasının uzun süreceğini söylediler. Başka bir mülakata da gerek olmadığını söylediler. Pınar hocayı arayıp karşılıklı sevinç çığlıkları attığımızı hatırlıyorum, asla unutmayacağım bir an sanırım… Biraz ağırdan aldım, hemen evet demedim, bir teklifi görelim gibi bir şey dedim sanırım; onlar da bir şaşırdı. Bilmediğiniz bir ülkeye (hele hele bu ülke İngiltere ise) gittiğiniz zaman en büyük soru, “Kazandığım para orada yaşamaya yetecek mi?”, ya da “Nasıl bir hayat kalitesi beni bekliyor?”. Bilinmezliğin yaşattığı klasik korkular… Hatta ben soru işaretleri ile boğuşurken, beni tekrar arayıp ikna etmeye çalıştılar her konuda, düşünüyorum da şu an çok tatlı bir hareketmiş…
Sonra Hollanda için ziyaret tarihim geldi, ve ben onlarla tanışmaya gittim. Z üniversitesinden resmi teklifi almadığım için hala sorun olabilirdi… T üniversitesinde sunum yaptım, bütün günü ekiptekilerle geçirdik. Şehir de inanılmaz güzeldi, kesinlikle yaşanılacak bir yer dedim. Ertesi günü beni arayıp benle çalışmak istediklerini söylediler, ben de 10 gün kadar zaman istedim cevap vermedim. Biraz kötü bir durum oldu, ama bu tür durumlarda seçim hakkı sizde olmalı. Ve düşünmek için zaman istemek kötü bir şey değil. İşin kötüsü o süre içerisinde Z üniversitesinden resmi teklifi görüp görmeyeceğim de belli değildi. Aynı(!!!) günün akşamı, Hollanda’dan dönmeye hazırlanırken, Z üniversitesinin resmi teklifini aldım. Hayat bazen çok garip evet 🙂 Kısa bir süre içinde de T üniversitesine başka bir yerde çalışmak istediğimi söyledim, ve gayet olumlu bir şekilde o an için yolları ayırdık.
Z üniversitesi King’s College London, bunu söylemekte bir sakınca yok. Ve iyi ki de buraya tamam demişim diyorum. Evet her şey çok pahalı belki ve normal bir yaşam kaliteniz var, ama akademik anlamda beraber çalıştığım insanları seviyorum. Eminim diğer seçeneklerin de ayrı güzellikleri olurdu, ama ben kendi seçimimden mutluyum… Bu vesileyle hayatıma giren birçok arkadaşıma da, hayatıma hoş geldiniz demeyi borç bilirim.
Umarım sizi bekleyen süreç de benimki gibi inişli çıkışlı ve heyecanı bol olur. Ve yaptığınız seçim sizi mutlu eder. Yaşarken aşırı stresli ama sonrasında gülümseyerek andığım bir süreç. Hayat zaten bize bunu hep yapıyor!
Mayıs 2018 Paros Dergisi’nde yayımlanan yazım.
Cok tesekkurler bu guzel paylasim serisi icin:)
Suan bahsettiginiz gibi tez asamasindayim ve postdoc bakmaya basladim. Buldugum uygun lablarin ingilterede olmasi da guzel bir tesaduf oldu yazinizin akabinde. Insallah benim de arayisim sizin ki gibi guzel sonlanir 🙂
Sevgiler
Rica ederim. Bol sanslar simdiden! 🙂