Benimkisi Bir Akademik Faaliyet Hikayesi

aamas2016-masthead-large-5_0

“Güzel araştırma yapmayı başarmak demek, akademik yayınlarla kendinizi dünyaya göstermek demektir.”

Geçen ayki yazımda, akademik hayatı biraz özetlemeye çalışmıştım. Türkiye koşullarında, akademisyen olmanın çok da kolay olmadığını dile getirmiştim. Tüm iş yükünü bir kenara bırakacak olursak, araştırma yapmak şahsen en çok keyif aldığım kısım. Güzel araştırma yapmayı başarmak demek, akademik yayınlarla kendinizi dünyaya göstermek demektir. Yakın zamanda yaptığım yayınlar sayesinde, en önemli yapay zeka konferanslarından biri olan AAMAS (Autonomous Agents & Multiagent Systems) konferansına katılma şansı buldum. Bu ayki yazımda da, bu konferans hakkındaki izlenimlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Öncelikle yapay zeka nedir ve AAMAS nasıl bir konferanstır biraz bunlardan bahsedelim. İnsanı insan yapan en önemli özelliklerden biri, düşünebiliyor olması ve kendi kendine kararlar alabiliyor olmasıdır. Yapay zeka sayesinde bu özellikleri makinelere yüklemeye çalışıyoruz. Bunun için de, akıllı yazılımlar oluşturuyoruz. Etmenler (agent), bu tür akıllı yazılımlara örnek. İnsan kontrolünde olmaksızın, etmenler kendi kendilerine karar verebilir ve belirli eylemlerde bulunabilirler. İnsanlar, kimi zaman başkalarının fikirleri doğrultusunda bir karara varırlar. Dolayısıyla, başka etmenler ile iletişim haline geçerek bir karar vermek önemlidir, ve bu da “Çok Etmenli Sistemler” ile mümkündür. AAMAS kapsamında bir çok alt başlık ele alınıyor ve gerçek hayat problemleri simüle edilerek, çok etmenli sistemler ile çözülmeye çalışılıyor. Etmenler nasıl koordine olurlar? İnsanlar arası güven kavramı nasıl modellenir? Etmenler aralarında nasıl iletişim kurar ve ortak bir karar alırlar? Bu kararlar, insanların aldığı kararlar ile ne kadar örtüşür? Daha birçok soru, konferans kapsamında irdeleniyor.

Bu sene ondördüncüsü düzenlenen AAMAS konferansı, Mayıs ayında Singapur’da gerçekleşti. Her sene farklı bir lokasyonda gerçekleşen bu konferans; Avrupa, Amerika ve Uzakdoğu’dan birçok araştırmacıyı bir araya getiriyor. Bu konferansta, sosyal ağlarda mahremiyet ihlalleri konusunda yaptığımız çalışmaları sunma fırsatı buldum. Bu oyunda biz de varız demenin yolu sunum yapmaktan geçiyor. Başka araştırmacılardan geri dönüşler almak önemli. Çünkü bazen insan yaptığı işin içine o kadar çok giriyor ki, önemli detayları ya da irdelenmemiş değişik noktaları gözden kaçırabiliyor. Böyle zamanlarda bir başkası yorum yapınca, daha önce farkına varmadığınız noktalar da ortaya çıkıveriyor. Böylece yapılan araştırmalar geliştirilerek daha iyi bir duruma gelebiliyor.

Konferanslar benim için her zaman heyecan verici, yeni insanlar, taze fikirler… Bir taraftan sunumları izleyip yeni bilgiler edinirken, diğer taraftan kahve molalarında, öğle ve akşam yemeklerinde bir araya geldiğiniz araştırmacılar ile konuşmak mümkün. Konferanslar, değişik ülkelerde ve şehirlerde gerçekleştiği için, her yeni konferans Dünya üzerinde yeni bir yer keşfetmenin de anahtarı oluyor. Doğruyu söylemek gerekirse, bu durum akademisyenler için de bir tür motivasyon. Araştırma yap, yayın çıkar, konferansa git, yeni insanlarla tanış, araştırma yap, yayın çıkar .. diye döngümüz sürer gider. Ve biz bu döngüyü çok seviyoruz 🙂

Unutmadan söyleyelim. Geçen sene AAMAS konferansını İstanbul’da gerçekleştirmiştik. Herkesin aklında kalan bir konferans düzenlemiş olmanın haklı gururunu tabii ki yaşadık ve hala da yaşıyoruz.

Haziran 2016 Paros Dergisi’nde yayımlanan yazım.